|
Genel Durumun Özeti
Birinci Dünya Harbi 02 Ağustos 1914 günü Almanların; Hollanda ve Belçika toprakları üzerinden giriştikleri taarruzla başladı. Bu taarruzlar, korkunç bir hızla Marn mevzilerine kadar kadar dayandı. Hatta Tannenberg zaferi kazanılmış, Ruslar doğu Prusya’nın "Mazurya" bataklıklarında ordu ordu kurban veriyorlardı.
Osmanlı Devleti'nin talebi üzerine, Liman Von Sanders başkanlığında 42 kişilik bir ıslah heyeti 1913 yılında yurda geldi. O zamanlarda başta büyük komutanlar ve Padişah Sultan Mehmet V. Reşat dâhil çoğunda Alman ordusuna büyük bir hayranlık vardı. Sanki asırlarca dünyayı titreten ordu bizim ordumuz değildi. Bu heyetle süratle çalışmalara başlandı. Ancak onlar, ıslahatın yanısıra, “Türk’leri çıkarlarına uygun olarak nasıl kullanabileceklerini” de düşünüyorlardı. Ne yazık ki biz de bu oyuna geldik ve anlamadan kendimizi bir anda bu korkunç harbin içinde bulduk.
Kafkaslarda cephe açılma planı, şu şekilde idi;
İlk olarak Almanlar, Osmanlıların Mısır’a bir çıkarma yapmasını istediler, daha sonra, donanmanın yeterli olmamasından, Odessa’ya ve yine aynı sebepten Batum’a karar kılındı. Fakat, Amiral Şuson’un böyle bir harekâtın yapmasına olanak bulunmadığını ısrarla söylemesi üzerine, “Çıkarma Harekâtı”ndan vazgeçilip, karadan yapılacak yeni kuşatmalarda ümit aranmaya başlandı.
Amiral Souchon'un komutasında Goben ve Breslav zırhlıları, Enver paşa ve birkaç üst düzey lider hariç Osmanlı Hükümetine danışmadan Sivastopol ve Odessa’yı bombaladı. Bunun neticesinde de nice ocakların söneceği, yiğitlerin toprak olacağı, milyonlarca insanı ızdırap içinde bırakan “Birinci Dünya Harbinin” içine gömülüverdik.
|