English
Skip Navigation Links
Skip Navigation Links


Cihangir Akşit Romanları

Sarı Sessizlik

Sarı Sessizlik
Bir kayboluşun romanı



Miralay Reşat Bey ve Vatan Savunmasında 27 yıl

Miralay Reşat Çiğiltepe
ve Vatan Savunmasında
27 yıl




Savruluş

Savruluş


Beşinci Gün (26 Aralık 1914)

Sketch

11'inci Kolordu:

Düşman cephede tespit edilemiyordu. Bu cephedeki birlikleri devamlı çekiliyordu.

Kroki: 26 Aralık 1914
Kroki: 26 Aralık 1914

9'uncu Kolordu:

29'uncu Tümen, Yukarı Sarıkamış’ın kuzeyindeki Karga Tepe'ye kadar dayanmıştı. 17'nci Tümen de Kartal Tepe'ye dayanmıştı. Bu iki tepe gerçekten, akan kandan kıpkırmızıydı. Biz tam tepeyi alalım derken, düşman orayı askerle doldurdu. Dolanı gene boşalttık, boşalan gene doldu. Kaç defa biz öle öle boşaltırken, onlar da dola dola ölüyordu. Piyade Taburları 100-150 kişiye kadar düşmüşlerdi. Asker karların üzerinde geceyi geçiriyordu. Üstelik aç ve bitkin olarak.

Oysa, karşı sırtlarda Türk Askerlerinin görünmesi nedeniyle, Ruslarda panik başlamış, Sarıkamış'ın boşaltılması ile ilgili hazırlıklara başlanmıştı.

10'uncu Kolordunun diğer koldan gelen 32'nci Tümeni daha kolay bir yürüyüşten sonra Bardız'a varmıştı.

Kroki: 26 Aralık 1914
Kroki: 26 Aralık 1914

Tablo: Türk 9. kolordusu askerlerinin Sarıkamış kasabasına hucumu
Tablo: Türk 9. kolordusu askerlerinin Sarıkamış kasabasına hucumu
Cihangir Akşit, suluboya kağdı üzerine guaş boya

10'uncu Kolordu:

30 ve 31'inci Tümenlerin durumu ise korkunçtu. 1,5 mt. derinliğindeki kar ilerlemeye imkan vermiyordu. Artık lojistik destek tamamıyla kalmamıştı. Top çeken katırların gübrelerindeki arpalar ayıklanıyor, bunlar yeniyordu. Yere düşene kimse yardım edemez olmuştu. Herkes kendi başının çaresine bakıyordu. Tipi ve rüzgar son haddini almıştı. Isı sıfırın altında 30 dereceydi. Birlikler ormana yollanıyor otlatılıyor, Yere düşenin malzemeleri hemen kapışılıyordu. Subaylar intihar etmek istercesine sağa sola koşuyorlardı. Yürüyüş kolları artık tamamıyla dağılmış, Birlik mevcutları inanılmaz derecede düşmüştü. Subayların 2/3 si bu dağda kaldı.

Askerlerden, komutanları dâhil, bit fışkırıyordu. Kulak içleri hatta kaşlarda bile bit doluydu. Keneleri de bunlara ilave edersek ordu ayakta ölüyordu.

Tablo: Türk kayıpları
Tablo: Türk kayıpları

Şanssızlıklar devam etti. İki-üç günden beri bazı erlerde görülen yüksek ateş ve takatsizlik yayılmaya başladı. İşte bu, Hafız Hakkı Paşa'yı da götürecek olan yeni bela, "Tifüs" tü.

Artık asker dünyanın en tatlı ölümü olan donma uykusunu, soğukta yürümeye tercih ediyor, bir köşeye kıvrılıp kalıyordu. Ne değişik bir ölümdü bu; kansız, beyaz, bembeyaz bir ölüm. Ruhu nefes halinde bile gövdeden çıkarmayarak, gövdeyi ruhla birlikte kaskatı yapan bir ölüm.

Beyköy’e olan 25 km mesafe ancak 22 saatte alınabilmişti. Geriden gelenler, bu köye emekleyerek girdiler. Köylü, askerleri topladı. Mehmetçik baygındı. Ancak, Hafız Hakkı Paşa inanılmaz bir emir verdi: “Dinlenme yok, devam!” Enver Paşa 10'uncu Kolordunun böyle bir felakete uğradığından haberdar değildi.

Oysa bu esnada Sarıkamış’a devamlı düşmanın taze birlikleri geliyordu. Kısaca savunma güçleniyordu.